BELGELER
Aksaray’da 1776 Olayları
Aksaray’da 1776 Yılında Yaşanan Olaylar
Asayiş vakaları ve eşkıyalık, Osmanlı Devleti döneminde sıkça rastlanan olaylardır. Arşiv belgelerinden anlaşıldığına göre böyle bir olay, 1776 yılında Aksaray’da da yaşanmıştır. Bu olay başlangıcı, gelişimi ve sonucu açısından oldukça ilginç ve şaşırtıcı bilgiler içermektedir.
Olaylar, 1776 yılında yaşanmıştır. Bu yıllar, Osmanlı-İran savaşlarının yaşandığı yıllardır. 1774 yılında Rusya ile yapılan savaşlar sonunda ağır bir yenilgi alan ve Kırım’ı kaybeden Osmanlı Devleti, aynı 1774 yılında bu defa İran ile savaşa tutuşmuştur. 1776 yılına gelindiğinde, İran ile devam eden savaş iki yıldır inişli çıkışlı bir şekilde devam etmektedir. Bu savaş nedeniyle Anadolu’daki eyaletlerden Musul, Bağdat ve Basra bölgelerine sürekli olarak asker sevk edilmektedir. Bu kapsamda Aksaray’ın da içinde bulunduğu Karaman (Konya) eyaleti askerleri de iki yıldır savaş bölgesindedir. Yani Aksaray ve çevresinde barış zamanında asayişi sağlamakla görevli tımarlı sipahilerin tamamı cephededir.
Eyalet askerlerinin cephede olduğu sıralarda genellikle eşkıyalar hemen faaliyete geçerler. 1776 yılında Anadolu’nun pek çok yerinden İstanbul’a gelen yazılarda da eşkıyanın yarattığı asayiş sorunları sıkça dillendirilir. Eşkıya sorunu yaşanan yerler arasında Konya ve çevresi de bulunmaktadır. Bir yandan İran savaşı ile uğraşan Osmanlı başkenti, görevine atanalı henüz bir ay bile olmayan Karaman (Konya) valisi Çerkes Recep Paşa’yı Konya ve çevresindeki eşkıya faaliyetlerini bastırmakla görevlendirir.
Emri alan Çerkes Recep Paşa, Konya ve yakın çevresinden topladığı kuvvetlerle Aksaray çevresinde eşkıya takibine çıkar. Çerkes Recep Paşa’nın idare ettiği askeri birlik piyade ve süvarilerden oluştuğu gibi bu kuvvetin elinde toplar da vardır. Eşkıya takibi sonucu 1776 yılının Mart ayı sonlarında Aksaray şehri önlerine kadar gelen Çerkes Recep Paşa, burada bir sürprizle karşılaşır. Takip edilen eşkıya, Aksaray şehrini ele geçirmiş ve şehir kapılarını kapatmıştır. Şehri ele geçiren eşkıya, Aksaray sancağı mutasarrıfı Mehmed Said Paşa’yı bile rehin almıştır. Daha büyük sürpriz ise Aksaray şehir halkının eşkıya ile işbirliği halinde olmasıdır. Şehir halkı eşkıya ile birlikte, şehrin kapılarını kapatmış ve Recep Paşa’nın şehir önünden uzaklaşmasını talep etmiştir. Şehre görüşmeler için gönderilen temsilcisinin de rehin alınması üzerine Çerkes Recep Paşa saldırı emri verir, şehri kuşatır ve topa tutar. Bu saldırı sırasında şehir halkından ölenler olur. Ancak bu aşamada sürpriz daha da büyür ve Aksaray halkı içerideki eşkıya grubu ile birlikte, Konya’dan gelen kuvvetlere hucüm eder. Bu hücum sırasında şehri kuşatan kuvvetler ağır kayıplar verir ve Karaman (Konya) valisi Çerkes Recep Paşa, Aksaray önlerinden ayrılarak Niğde taraflarına çekilmek zorunda kalır.
Burada, Aksaray’ı ele geçiren eşkıyanın kimler olduğundan da bahsetmek gerekir. Osmanlı belgelerinde “eşkıya” veya “şaki” olarak anlatılan bu kişiler aslında Aksaraylı kapısız levent askerleridir. Kapısız levent askerini, günümüzdeki terminoloji ile “paralı asker” olarak ifade edebiliriz. Kapısız levent askerleri, devletin ihtiyaç duyduğu anlarda orduya katılan ve savaşta bulunduğu sürece maaş alan gönüllü askerlerdir. O yıllarda İran ile savaş yaşandığı halde, Osmanlı Devleti gönüllü asker toplamamış, cepheye sadece kadrolu eyalet askerlerini göndermiştir. Aksaray’daki olayın başında da işte böyle bir kapısız levent askeri olan Aksaraylı Ateşzade (ya da Ateşoğlu) Abdurrahman ve kardeşi Abdullah vardır. Ateşzade Abdurrahman ve çevresindekilerin kendilerine cephede görev verilmemesi nedeniyle böyle bir harekete kalkışmış olmaları kuvvetle muhtemeldir.
Olay, İstanbul’da duyulduğunda büyük bir şaşkınlık yaratır. Ancak devam savaş nedeniyle olsa gerek, devlet otoritesine karşı gerçekleşen bu muhalif harekete karşı sert bir karşılık verilmez. Hatta bu olayda elebaşı olanları ele geçirmesi, Çerkes Recep Paşa’ya emredilse de Aksaray halkının cezalandırılmaması gerektiği özellikle belirtilir. Padişah I. Abdülhamid’in verdiği talimatta “İktiza eden emr-i şerif verilsin, lakin fukaraya zulüm olunmaması dahi emr-i şerifde müekked tenbih oluna.” ifadeleri geçer.
Olaydan sonra Aksaray’a operasyon yapıldığına veya eşkıyanın ele geçirildiğine dair Osmanlı Arşivi belgelerinde herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Ancak Şubat ayında Karaman (Konya) valiliğine atanan Çerkes Recep Paşa, olaylardan beş ay sonra (18 Eylül 1776) aniden Sivas valiliğine nakledilir. Yerine ise Abdullah Paşa tayin edilir. Olaylardan kısa bir süre sonra Konya’da vali değişikliğine gidilmesi, muhtemelen Çerkes Recep Paşa’nın eşkıyaya karşı başarısız olmasından olmalıdır. Olaylar sırasında şehirde rehin tutulan Aksaray sancağı mutasarrıfı Mehmed Said Paşa ise 1778 yılına kadar Aksaray’daki görevine devam eder. Olayın elebaşıları olarak görünen kapısız levent askerlerinden Aksaraylı Ateşzade Abdurrahman ile kardeşi Abdullah ise, iki yıl sonra 1779 yılında Padişah I. Abdülhamid’in emri ile idam edilirler. Anlaşılan o ki Osmanlı Devleti, Orta Anadolu’da meydana gelen bu olayın hesabını, İran savaşlarının bittiği 1779 yılına ertelemiş ve savaş biter bitmez sorumlu gördüğü kişileri ağır bir şekilde cezalandırmıştır.
Aşağıda, 1776 yılında Aksaray’da yaşanan bu ilginç olayla ilgili dört adet belge paylaşılmıştır. 26 Mart 1776, 3 Nisan 1776 ve en erken 5 Nisan 1776 tarihlerini taşıyan bu belgelerin orijinalleri, İstanbul’daki Osmanlı Arşivi’nde bulunmaktadır.
Levendat eşkıyasının başlarından olan Ateş İmamoğlu Abdurrahman ve emrindeki eşkıya takımının ele geçirdiği Aksaray’ın kuşatıldığı ancak Aksaray halkının bunlarla işbirliği yapmasından dolayı şehre girilemediği, çıkan çatışmada bazı askerlerin öldürüldüğü ve eşkıya takımı ile bunlara yardım eden Aksaray halkına verilecek ceza hakkında emir beklendiğine dair, Karaman (Konya) Valisi Çerkes Hasan Paşa’dan Sadaret’e gönderilen yazı. (26 Mart 1776)
Aksaray’da huzursuzluk çıkaran ve şehri kontrolleri altına alan kişilerin Karaman (Konya) valisinin Aksaray’a girmesine izin vermedikleri, valinin şehre gönderdiği adamı da rehin aldıkları hakkında, Aksaray mutasarrıfı Mehmed Said Paşa’nın arzı. (3 Nisan 1776)
Levendat eşkıyasının başlarından olan Ateş İmamoğlu Abdurrahman ve emrindeki eşkıya takımının ele geçirdiği Aksaray’ın kuşatıldığı ancak Aksaray halkının bunlarla işbirliği yapmasından dolayı şehre girilemediği, çıkan çatışmada bazı askerlerin öldürüldüğü, Karaman (Konya) valisinin Niğde taraflarına çekildiği ve eşkıya takımı ile bunlara yardım eden Aksaray halkına verilecek ceza hakkında emir beklendiğine dair, tatar (ulak) Uzun Abdullah Ağa’nın Sadaret’e sunduğu arzın hulasaları. (3 Nisan 1776)
Aksaray ahalisinin kapısız levendat eşkıyasını koruduğu, bunları tenkil için şehir önlerine gelen Karaman (Konya) valisine eşkıya ile birlik olarak hücum ettikleri ve Karaman (Konya) valisinin şehre girmek için emir beklediğine dair Sadrazam Derviş Mehmed Paşa’nın arzı ile halka zulmetmemesi şartıyla Karaman (Konya) valisinin şehre girmesi ve eşkıyayı ve destekçilerini yola getirmesi hakkında, Padişah I. Abdülhamid’in emri. (en erken 5 Nisan 1776)