ARAŞTIRMALAR

İmam Gazali’nin Aksaray’daki Torunları

Hüccetü’l-İslam İmam Gazali’nin Soyundan Gelen Aksaraylılar
 
Meşhur İslam alimi İmam Gazali (tam adı Ebu Hamid Muhammed El-Gazali Et-Tusi), 1058 yılında, günümüzdeki ismi Meşhed olan ve İran’ın Horasan eyaletinde bulunan Tus şehrinde doğmuştur. Eğitimini Tus (Meşhed), Cürcan (Gurgan) ve Nişabur’da tamamlayan İmam Gazali, dönemin Büyük Selçuklu Devleti veziri Nizamülmülk’ün ve bunun oğlu yine vezir Fahrülmülk’ün saygı ve desteğini kazanmış ve Bağdat’ta Nizamiye Medresesi müderrisliğine getirilmiştir. İmam Gazali daha sonra Şam, Kudüs, İskenderiye, Mekke, Medine ve Nişabur’da kalmıştır. Uzun yıllar süren müderrislik kariyerinin ardından memleketine dönen İmam Gazali, 18 Aralık 1111 tarihinde doğduğu şehir olan Tus’ta (Meşhed) vefat etmiştir. İslam düşünce tarihinin en etkili ve en önemli tasavvufçusu, filozofu, müftüsü, fıkıhçısı ve alimlerinden biri olan ve Büyük Selçuklu Devleti döneminde yaşayan İmam Gazali, 11. Yüzyılın din müceddidi olarak kabul edilmiş, eserleri çağdaşı olan alimler ile daha sonraki dönemlerin alimleri tarafından övülmüş ve dini ilimlerdeki yetkinliğinden dolayı kendisine “Hüccetü’l-İslam” (İslam Dini’nin Delili) unvanı layık görülmüştür.
 
Büyük İslam alimi İmam Gazali’nin soyunun, bir oğlu ve üç kızından devam ederek günümüze kadar geldiği anlaşılmaktadır. Günümüzde Pakistan, İran, Irak, Azerbaycan, Suriye, Mısır ve Türkiye’de İmam Gazali soyundan olduklarını ifade eden aileler bulunmaktadır. Tarihi kaynaklar ve arşiv belgelerinden tespit edilebildiği kadarıyla, İmam Gazali’nin soyundan gelenlerin bir kolu da Anadolu’da Aksaray’a yerleşmiş ve bu kol günümüze kadar devam etmiştir. Aksaray’da yaşayan ve İmam Gazali soyundan gelenler hakkındaki ilk bilgiler ise, 1341 yılında Anadolu Selçukluları hakkında El-Veledü’ş-Şefik ve’l-Hafidü’l-Halik isimli önemli bir tarih kitabını kaleme alan Niğdeli Kadı Ahmed tarafından verilmektedir.
 
***
 
Niğdeli Kadı Ahmed, 1286 yılında Niğde’de doğmuş Türkistan ve Hoten asıllı bir alim, kadı ve tarihçidir. Dedesi Cemaleddin Muhammed b. Hasan, 1204 yılında Türkistan’dan Anadolu’ya gelmiş ve Niğde’ye yerleşmiştir. Kaynaklarda Cemaleddin Muhammed Efendi’nin Anadolu Selçuklu Devleti hizmetine girdiği ve kadılık yaptığı belirtilmektedir. 1249 yılında Aksaray yakınlarındaki Sultan Hanı önünde Anadolu Selçuklu sultanları II. İzzeddin Keykavus ile IV. Kılıçarslan arasında yapılan savaş sırasında hayatını kaybetmiştir. Cemaleddin Muhammed Efendi’nin oğlu ve Niğdeli Kadı Ahmed’in babası olan Zeyneddin Nuşi ise Niğde’de yaşamış bir Anadolu Selçuklu bürokratıdır. Tarih kaynaklarının verdiği bilgilere göre, Niğdeli Kadı Ahmed’in amcası Bedreddin ise Ermenek bölgesi beyidir. Babası Zeyneddin Nuşi’nin 1298 yılında kendisi henüz 12 yaşında iken ölmesi üzerine Niğde ve Aksaray’daki akrabaları tarafından büyütülen ve eğitimini Melegubi (Derinkuyu), Niğde ve Kayseri’de tamamlayan Niğdeli Kadı Ahmed, daha sonra Niğde kadısı olarak da görev yapmıştır. Niğdeli Kadı Ahmed, Niğde kadısı olarak görev yaptığı sırada Aksaray’da yaşayan ve İmam Gazali soyundan gelen bir hanımla evlenmiş ve bu evlilik vesilesiyle İmam Gazali ile sekizinci göbekten akrabalık tesis etmiştir.
 
Niğdeli Kadı Ahmed’in 1341 yılında Aksaray’da kendi el yazısıyla ve Farsça olarak kaleme aldığı ve tek nüshası İstanbul’daki Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan El-Veledü’ş-Şefik ve’l-Hafidü’l-Halik isimli eserinde, İmam Gazali’nin soyundan gelen ve Aksaray’da yaşayan kişiler hakkında ayrıntılı bilgiler vermektedir. Niğdeli Kadı Ahmed, eserinin ikinci bölümünde İmam Gazali hakkında oldukça ayrıntılı ve uzun bilgiler verdiği sırada İmam Gazali’nin o yıllarda Aksaray’da yaşayan soyundan da bahsetmektedir. Niğdeli Kadı Ahmed, ismini zikretmediği eşinin dedesi olan Mecdeddin Abdülmuhsin için “Aksaray’ın ve Selçuklu memluk ve askerlerinin kadısıdır” demektedir. Eşinin babası yani kayın pederi Kemaleddin Abdülmümin için ise “Aksaray kalesinde olup subaşıdır” ifadesini kullanmaktadır. Daha sonra kitabında yer verdiği İmam Gazali şeceresinde ise bu iki ismi yani eşinin dedesi Mecdeddin Abdülmuhsin ile kayın pederi Kemaleddin Abdülmümin’i altıncı ve yedinci göbekten İmam Gazali’nin torunları arasında göstermektedir. Ancak Niğdeli Kadı Ahmed, kitabında bu kişilerin Aksaray’a ne zaman ve ne şekilde gelip yerleştikleri hakkında herhangi bir bilgi vermemektedir. Bu konuda önemli araştırmalar yapmış olan İslam Tarihi uzmanı Prof. Dr. Ali Ertuğrul, İmam Gazali soyundan gelenlerin Aksaray’a 1240-1250 yıllarında yerleşmiş olduklarını tespit etmektedir. Anadolu Selçukluları’nın 1243 yılında Kösedağ’da Moğol ordularına yenilmesi ve sonrasında İran’dan Anadolu’ya yoğun bir göç dalgasının yaşanmış olması nedeniyle, bu tespit oldukça isabetli görünmektedir. İmam Gazali soyundan gelenlerin de bu sıralarda yani 13. Yüzyılın ortalarında Anadolu’ya geldikleri, Aksaray’a yerleştikleri ve bu şehirde kadılık ve subaşılık gibi ilmi, adli ve askeri makamlarda görev aldıkları anlaşılmaktadır.
 
***
 
İmam Gazali’nin soyundan gelenlerin Aksaray’da yaşadıklarına dair bir diğer önemli tarihi kaynak ise Osmanlı Arşivi belgeleridir. Aksaray ve çevresinin Osmanlı Devleti idaresine geçtiği 15. Yüzyıl sonlarından itibaren kaleme alınan arşiv belgelerinde, İmam Gazali soyundan olan kişilerin Aksaray’da yaşadıkları ve çeşitli görevlerde bulundukları açık ve net bir şekilde belirtilmektedir.
 
Osmanlı Arşiv belgelerinde İmam Gazali soyundan gelen kişilere dair ilk kayıt, 1500 yılına tarihlenen bir tahrir defterinde geçmektedir. Bu deftere göre İmam Gazali soyundan gelen “Mevlana Muhsin Çelebi” isimli bir kişi o yıllarda hayatta görünmekte ve Aksaray’da yaşamaktadır. Kendisi hakkında “Mevlana Muhsin Çelebi ki Evlad-ı İmam Gazali” ibareleri kullanılan bu kişinin taşıdığı unvandan bir alim olduğu anlaşılmaktadır. Diğer kayıtlardan Mevlana Muhsin Çelebi’nin bir ara Larende (Karaman) kadısı olarak görev yaptığı, Mehmed Çelebi ve Şeyh Muhiddin isimli iki oğlu bulunduğu ve bunlardan Mehmed Çelebi’nin tımar sahibi bir sipahi ve Şeyh Muhiddin’in ise vakıf mütevellisi olduğu tespit edilmektedir. Mevlana Muhsin Çelebi’nin ismi günümüzde Aksaray şehir merkezindeki bir mahallede (Muhsin Çelebi Mahallesi) yaşamaya devam etmektedir. Bu mahallenin ismi, 16. Yüzyıldan günümüze kadar hiç değişmeden varlığını korumuştur.
 
Osmanlı Arşivi belgelerinde İmam Gazali soyundan gelip Aksaray’da yaşayanlar hakkındaki diğer bilgiler ise 1525 yılına tarihlenen bir başka tahrir defterinde geçmektedir. Bu defterde geçen ilk isim Oruç Bey isimli biridir. Defterde “Oruç Bey İmam Gazali neslinden olup” ifadelerine rastlamaktadır. Bu ifadelerden İmam Gazali soyundan olan ve Aksaray’da yaşayan Oruç Bey adlı kişinin Aksaray’da bulunduğu kesin olarak anlaşılmaktadır. Kullandığı “bey” unvanından dolayı ise kendisinin askeri bir yetkili veya tımar sahibi bir sipahi olduğu düşünülmektedir. Diğer kayıtlardan Oruç Bey’in Derviş, Sinan, Hamza ve Emre isimli oğullarının olduğu ve bunların da tımar sahibi birer sipahi olduğu anlaşılmaktadır.
 
Yine 1525 tarihli tahrir defterinde Oruç Bey’in oğlu olarak gösterilen Sinan Bey’in ismi görülmektedir. Defterde “Sinan Bey bin Oruç Bey İmam Gazali neslinden olup” ibaresi bulunan Sinan Bey’in de İmam Gazali soyundan geldiği, Aksaray’da yaşadığı ve kullandığı “bey” unvanından dolayı askeri bir yetkili veya tımar sahibi bir sipahi olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonraki kayıtlarda ise Sinan Bey, Aksaray Sancağı beyi olarak görülmektedir. Ayrıca bir başka kayıtta Sinan Bey’in Aksaray şehrinde kendi adını taşıyan bir mescit inşa ettirdiği tespit edilmektedir. Diğer kayıtlardan Sinan Bey’in Bali, Mahmud ve Hamza isimli üç oğlu olduğu, bunların bazı köylerdeki tımar gelirlerine sahip sipahiler olduğu, Hamza’nın ise Aksaray alaybeyi olduğu anlaşılmaktadır.
 
Sinan Bey’in oğlu olan Hamza’nın ismi aynı defterde Hamza Çelebi, Hamza Bey veya Melik Hamza şeklinde geçmektedir. Hakkında “Hamza Çelebi İmam Gazali neslinden olup kadimden tımar tasarruf edüp el-an Aksaray alay beyi” ibaresi geçen Hamza Bey’in tımar sahibi olduğu ve Aksaray’da “alaybeyi” unvanı ile komutan olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır. Sonraki kayıtlarda ise Hamza Bey’in Ali, Mehmed ve Ahmed isimli oğulları ile Yusuf isimli torununa ait kayıtlara rastlanmaktadır. Adı geçen bu kişiler de defterlerde tımar sahibi sipahiler olarak gösterilmektedir.
 
Osmanlı Arşivi’nde bulunan tahrir defterlerinde İmam Gazali soyundan gelen bir başka kişi olarak da Paşa Bey ismine tesadüf edilmektedir. Hakkında “Paşa Bey an-evlad-ı İmam Gazali” kaydı bulunan Paşa Bey’in tımar sahibi bir sipahi olduğu anlaşılmaktadır. Diğer kayıtlardan ise Paşa Bey’in Mehmed ve Çelebi isimli iki oğlu olduğu ve bunlardan Mehmed’in tımar sahibi bir sipahi ve Çelebi’nin ise hem tımar sahibi bir sipahi ve hem de Aksaray Sancağı miralemi (bayraktar) olduğu tespit edilmektedir. Yine diğer kayıtlardan Paşa Bey’in tımar sahibi ve sipahi olan Paşa, Münim, Ağa ve Mustafa isimli torunlarına rastlanmaktadır. Bunlardan Mustafa’nın Aksaray Sancağı seraskeri (sefer kuvvetleri komutanı) olduğuna dair de ayrıca kayıtlar vardır.
 
16. Yüzyıla ait Osmanlı Arşivi tahrir defterlerinin verdiği bu bilgiler, İmam Gazali soyundan gelen ve bu yüzyılın başlarında Aksaray’da yaşayan kişilerin Muhsin Çelebi, Oruç Bey ve Paşa Bey isimli kişiler olduğunu, bunlardan ilkinin bir alim ve kadı, diğer ikisinin ise askeri sınıfa mensup sipahiler olduğunu açıkça göstermektedir. Bu kişiler ile bunların çocukları ve torunlarının yine Aksaray şehrinde yaşadıkları, Aksaray’daki bir mahalleye “Muhsin Çelebi” ismini verdikleri, şehir içinde bir mescit yaptırdıkları ve Belisırma, Selime, Ağaçlı, Yaprakhisar, Sivrihisar ve Hıcıb (Gülpınar) köyleri ile bu köylere yakın mezraların tımar ve zeamet gelirlerine sahip oldukları yine arşiv belgelerinden net olarak tespit edilmektedir.
 
***
 
Sonuç olarak tarihi kaynaklardan ve Osmanlı Arşivi belgelerinden anlaşıldığına göre, İslam tarihinin en önemli simalarından biri olan Hüccetü’l-İslam İmam Gazali’nin soyundan gelen kişiler, 13. Yüzyıldan itibaren Aksaray’a yerleşmişlerdir. Hem Anadolu Selçuklu dönemine ve hem de Osmanlı dönemine ait kaynakların verdiği bilgiler dikkate alındığında, İmam Gazali soyundan olan kişilerin Aksaray’da yaşamış oldukları, tarihçilik disiplini açısından kesin ve sabit bir bilgidir. İmam Gazali’nin torunları olan bu kişiler, her iki devlet döneminde de ilmi ve askeri alanlarda önemli makamlara gelmişlerdir. Arşiv belgelerinde 17. Yüzyıla kadar varlıkları kolaylıkla takip edilen İmam Gazali’nin Aksaraylı torunları, daha sonraki asırlarda da Aksaray’daki varlıklarını devam ettirmişler ve günümüze kadar bilinir ve tanınır olmayı sürdürmüşlerdir. Günümüzde Aksaray’da bazı ailelerin İmam Gazali soyundan geldiklerine dair olan ortak hafıza, elan canlı olarak yaşamaktadır.
 
Seçilmiş Kaynakça
  • Mehmet Fuat KÖPRÜLÜ, “Anadolu Selçukluları Tarihinin Yerli Kaynakları”, TTK Belleten, 7/27 (1943), s. 379-521
  • William Montgomery WATT, Müslüman Aydın, Gazali Hakkında Bir Araştırma, İzmir 1989 (çev. Hanifi ÖZCAN)
  • Mehmet Altay KÖYMEN, “Türkiye Selçukluları Tarihine Dair Yeni Bir Kaynak: El-Veledüş-Şefik”, TTK Belgeler, 15/19 (1993), s. 1-22
  • Mustafa ÇAĞRICI, “Gazzali”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, 13 (1996), s. 489-505
  • Ali ERTUĞRUL, Anadolu Selçukluları Devrinde Yazılan Bir Kaynak: Niğdeli Kadı Ahmed’in Kitabı, İzmir 2009 (Doktora Tezi)
  • Ali ERTUĞRUL, “İmam Ebu Hamid El-Gazzali’nin Anadolu’daki Torunları”, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 16/2 (2012), s. 667-688
  • Ali ERTUĞRUL, Niğdeli Kadı Ahmed’in El-Veledü’ş-Şefik ve’l-Hafidü’l-Halik’i, Anadolu Selçuklularına Dair Bir Kaynak, Ankara 2015, 2 cilt
  • Ali ERTUĞRUL, “Niğdeli Kadı Ahmed”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, Ek 2 (2019), s. 355-356
Niğdeli Kadı Ahmed’in 1341 yılında Aksaray’da kaleme El-Veledü’ş-Şefik ve’l-Hafidü’l-Halik isimli kitabının ilk iki sayfası. Bu yazma eserin tek nüsha olan orijinali, İstanbul’daki Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.
 
1500 yılına ait tahrir defterinin Aksaray ile ilgili bölümünde, Mevlana Muhsin Çelebi’nin İmam Gazali neslinden olduğunu gösteren kayıtlar. Defterin orijinali, İstanbul’daki Osmanlı Arşivi’nde bulunmaktadır.
 
1525 yılına ait tahrir defterinin Aksaray ile ilgili bölümünde, Oruç Bey’in torunu ve Sinan Bey’in oğlu olan Hamza Çelebi’nin İmam Gazali neslinden olduğunu gösteren kayıtlar. Defterin orijinali, İstanbul’daki Osmanlı Arşivi’nde bulunmaktadır.
 
1525 yılına ait tahrir defterinin Aksaray ile ilgili bölümünde, Paşa Bey’in oğlu olan Çelebi Bey’in İmam Gazali neslinden olduğunu gösteren kayıtlar. Defterin orijinali, İstanbul’daki Osmanlı Arşivi’nde bulunmaktadır.
 
1525 yılına ait tahrir defterinin Aksaray ile ilgili bölümünde, Çelebi Bey’in oğulları Paşa Bey ile Münim Bey’in İmam Gazali neslinden olduklarını gösteren kayıtlar. Defterin orijinali, İstanbul’daki Osmanlı Arşivi’nde bulunmaktadır.
 
Başa dön tuşu